Cilt:25 Sayı:02 (1992)
Permanent URI for this collection
Browse
Recent Submissions
Item watson- glaser eleştirel akıl yürütme gücü ölçeği’nin (w-geaygö) üniversite ikinci, üçüncü ve dördüncü sınıf ingilizce bölümü öğretmen adayları üzerindeki güvenirlik çalışması(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Aybek, Birsel; Çelik, Metehan; Eğitim Bilimleri FakültesiItem Üniversitedeki bedensel engelli gençlerin kendini kabulle ilgili yaygın sorunları(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Akçamete, Gönül; Eğitim Bilimleri FakültesiBu çalışmanın temel problemini, üniversitedeki engelli gençlerin kendini-kabulle ilgili yaygın sorunlarının belirlenmesi oluşturmaktadır. Araştırma, daha önce yapılan “Üniversitedeki Engelli Gençlerin Kendini-kabulleri” (Akçamete, 1990) konulu çalışmada toplanan bilgilerin yeni bir dökümü ile meydana getirilmiştir. Ancak ilk çalışmada; üniversitedeki engelli gençlerin kendini-kabul edişleri üzerinde cinsiyetinin, yaşının, akademik niteliklerinin, engellerine ilişkin niteliklerinin, ailelerine ve içinde yaşadıkları kültürel çevreye ilişkin niteliklerinin etkisi incelendiği halde, bu araştırmada üniversitedeki engelli gençlerin kendini-kabulle ilgili yaygın sorunlarının neler olduğu problem tarama biçiminde ele alınmıştır.Item Üniversite öğrencilerinde etkili ve hızlı okumanın geliştirilmesi(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Akçamete, Gönül; Güneş, Firdevs; Eğitim Bilimleri FakültesiBu araştırma, etkili ve hızlı okuma programlarının, üniversite öğrencilerinin ge işimine etkisi saptamak üzere yapılmıştır. Okuma, sadece bilgi edinme işi değildir. insanı bütünüyle, hem kişisel hem de toplumsal yönden etkileyen bir deneydir. Bedensel ve ruhsal gelişimin sağlıklı olmasında, düşünme ve duyarlığın gelişmesinde, kişiliğin ve insanlığın kurulmasında en önemli etken etkili okuma becerisi edinmektir. Etkili ve hızlı okuma becerisi kazanma okulda ve okul sonrasında başarının ilk koşuludur.Item Üniversite ııı. sınıf öğrencilerinin grup etkileşimi yaşantısıyla ilgili tutumlarının değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Öner, Uğur; Küçüker, Sevgi; Akbalık, Gül; Eğitim Bilimleri Fakültesiİnsanın sağlıklı bir kişilik geliştirebilmesi, kendi iç dünyasının ufak da olsa bir kısmını bir başka inşana açabilmesine bağlıdır. Sağkklı kişiliğin belirleyici özelliklerinden birisi de, bireyin kendisini, en azından yaşamında kendisi için önemli olan diğer bir insan a açabilmesidir. Buna karşın insan kendisini açma sürecini ihmal ederse sağlıklı bir kişilik gelişimi de engellenmeye başlar (Jourard, 1964). Eğer insan kendini açabilmeyi başaramıyorSa kendi gerçek benliğini tanıyabilmesi de güçleşir. Bireyin, kendini açabilmesi doğrudan sağlıklı kişilik anlamına gelmemekle birlikte, insanın ruh sağlığı ve kişilik gelişimi için gerekli ve önemli bir başlangıçtır. İnsan kendi gerçek benliğine yabancılaştığı oranda, çevresindeki kişilerle olan ilişkileri gitgide yüzeyselleşir, yaratıcılıktan uzak, verimsiz bir ilişki türüne dönüşmeye başlar. İşte bu noktada insanı rahatsız etmeye başlayan ilişki türleri ortaya çıkar.Item Toplumsal değişme ve spor(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Tezcan, Mahmut; Eğitim Bilimleri FakültesiToplumsal değişme ve spor ilişkisi,, spor sosyolojisinin önemli konuları, arasında yer alır. Bu konu, spora toplumsal bakışı ifade eder. Gerçekten- spora geleneksel yaklaşımlar, genellikle sporun bireysel yönlerine, yâni kalıtsal ve yetenekle ilgili yanlarına dikkati çekmişlerdir, Oysa sporun toplumsal yönleri de var ve günümüzde sporun toplumsal yönleri üzerinde daha fazla durulmaktadır. Spora toplumsal bakış, günümüzde birçok uzmanlık dalları oluşturmuştur. Spor tarihi, spor felsefesi, spor sosyolojisi gibi (9).Item Tarih boyunca oyunlar ve oyuncaklar(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Onur, Bekir; Eğitim Bilimleri FakültesiOyan oynarken o oyunun nasıl yaratıldığım kendimize hiçbir zaman sormayız.. Birçok durumda oyunların ve oyuncakların kesin bir başlangıç noktası yoktur; ama toplumun, geleneklerin ve etnolojinin önemli bir rol oynadığı doğal bir gelişimleri vardır. Bir oyuncağın şimdiki biçimi uzun bir tarihin sonucudur. Ama birçok oyunun ve oyuncağın yapı açısından yüzyıllar boyunca pek değişmediğine de dikkat etmek gerekir. Acaba ilkel insanlar çok mu yaratıcı ve becerikli idiler ya da aşırı konforumuz bizim yaratıcılığımızı mı yok etti? Geriye bir göz atmak fena olmaz, ama bilgisayarlı Oyuncaklar ve benzerleri de, 100 yıl içinde bir oyuncak müzesinde yerlerini alacaklar. Çünkü şimdi biz de tarihi hazırlıyoruz.Item Suçluluğu açıklayan yaklaşımlar(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Kaner, Sema; Eğitim Bilimleri Fakültesiİnsan toplumsal bir varlık olarak tanımlanır. Bununla birlikte insanların zaman zaman toplumsal beklentilere ters düşen davranışlarda bulundukları, bazılarının ise bunu bir yaşam biçimi haline getirdikleri ve toplumsal düzeni yıkıcı bir tutum içine girdikleri gözlenmektedir. Suç olarak kabul edilen bu davranışlar, küçük ve.resmi olmayan gruplarda o grubun kendi kurallarıyla; daba büyük ya da resmi kurumlarda kural, yönetmelik ve yasalarla; toplumda ise kınama, toplum dışına itme gibi geleneksel yollarla veya ceza ile kontrol edilmeye çalışılmaktadır. Bu sosyal kontrol mekanizmalarının her biri, toplum kurallarını çiğneyenlere karşı yaptırımlar koyarlar (Binder, 1988). Suç, bir taraftan yasaların cay-etki siyi e kontrol altına alınmaya çalışılırken, diğer taraftan suçun biyolojik, sosyolojik ve psikolojik nedenleri ortaya çıkarılmaya çalışılmakta ve önleme çareleri araştırılmaktadır. Suç davranışını inceleyen bilim adamları çeşitli kuramlar ileri sürmüşlerdir. Konuyu anlamamıza katkıda bulunan bu kuramların hiçbiri, suçu açıklamada tek başına yeterli olmamaktadır. Pek çok kuramcı, suçluların tümünü tek bir kategoriye yerleştirmenin yararlı olmadığını, çeşitli değişkenlere dayalı ve ayrıntdı kategorilere ihtiyaç bulunduğunu ileri sürmektedirler (Eisenberg ve Patterson, 1979).Item Sistemci epistomoloji(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Wilson, Albert; Yılmaz, Muhsin; Eğitim Bilimleri Fakültesiiçinde yaşadığımız çağın tecrübeleri bilgiyi toplayış ve işleyiş biçimlerimizin eskidiğini çeşitli örneklerle göstermiştir. Ama biz bala, bazı epistemolojik varsayım ve değerlerimizin keyfiliğini görmezden gelerek, bilme yöntemlerimizi temel, değişmez ve mutlak --tıpkı ikiyüz yıl önce Öklidçi geometriye atfettiğimiz mutlaklık gibi- olarak görme eğilimin-deyiz. Oysa bilgideki bölünme ve uzmanlaşma, bu bilgi birikiminin yeni bazı Babil kulelerine dönüşmesini önlemek için, yaşayışımızı düzenlemede daba kapsamb ve bütüncül bir yaklaşım’ gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. insan ilişkileri, kaynak kullanımı ve dağıtımı, nüfus, ekoloji vb. alanlarda karşılaştığımız krizlerin çoğu, bunların çözümünün politika ve hukuk biliminin ötesinde aranması gerektiği bilincini hızla yaygınlaştırmaktadır. Bu krizler yalnızca, köklerini tarihi dinsel inançlarda bulan aksiyolojik unsurlardan değil, fakat köklerini çağdaş bilimsel dünya görüşünde bulan epistemolojik unsurlardan da kaynaklanmaktadır. Engin dünyanın geniş ovaları boyunca süren göçebelik çağlarında geçerli olan değerler -verimli ve üretken olmak ve toprağı geliştirmek— artık yoğun nüfusa sahip ve sonlu bir dünya için yanbş yönlendirmelerdir1, insanın yaşantısını, insandan bağımsız ama insanın “nesnel” temsili olarak gören bir epistemoloji yalnızca aldatıcı değil, fakat aynı zamanda dünya ile etkileşim halindeki insanın kendine özgü gücünü de görmezlikten gelmektedir. Dünya sistemi gibi karmaşık sistemlere ilişkin model ve de kurgular (simulation) kavrayışlarımızda başarısızlıklar olduğunu göstermektedir.Item Potansiyal özgürlükten eylemsel özgürlüğe(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Kale, Nesrin; Eğitim Bilimleri FakültesiLiberalliğin, liberal eylemlerin insanın en önemli erdemlerinden olduğunun bilincine ancak, tam olarak bireyselleşmiş; kendini gerçekleştirmiş kişiler sahip olabileceğine göre, toplumda bireyselleşmeyi önleyen tüm tabuları kaldıralım, insan istismarlarını önleyelim ve herşey-den önce eğitimde genç nesli olabildiğince bireyselleştirmekten (liberalleştirmekten) korkmayalım.Item Özel eğitimde anne-baba eğitim programları(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Sucuoğlu, Bülbin; Küçüker, Sevgi; Kanık, Nuray; Eğitim Bilimleri FakültesiItem Yeni amaçlara ulaşmayı kolaylaştıran öğretmen modelleri(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Bonnstetter, Ronald; Eğitim Bilimleri Fakültesi; Gürkan, TanjuItem Öğretmen adayları için uygulama modelleri(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Gültekin, Mehmet; Eğitim Bilimleri FakültesiÖğretmenler, eğitim sisteminin önemli bir öğesini oluşturmaktadırlar. Eğitim sisteminin başarısı, temelde, sistemi işletecek olan öğretmenlerin niteliklerine bağlıdır. Bu durum sözkonusu personelin eğitilmesi üzerinde dikkatle ve önemle durulmasını gerektirmektedir. Öğretmenler; devletin eğitim politikasını uygulayan, uygulama sonuçları ile bu politikayı etkileyerek bireylerin eğitim sorumluluğunu üstlenen bir meslek grubunu oluşturmaktadırlar. Öğretmenlerin böylesine bir sorumluluğu yerine getirebilmeleri için meslekleriyle ilgili gerekli bilgi ve becerilerle donatılmaları gerekmektedir. Bu da nitelikli öğretmen eğitimi programları ile gerçekleşir.Item Ankara üniversitesi eğitim programlarının değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Varış, Fatma; Gürkan, T.; Eğitim Bilimleri FakültesiBu çalışmada, Eğitim Bilimleri Fakültesinin programları; amaçlar, kapsam, süreçler yönünden incelenmiştir. “Program Geliştirmede-Seminer ve uygulama” dersinin sömestir plânı çerçevesinde yürütülen bu çalışma, aynı zamanda, yaparak ve yaşayarak öğrenmenin üniversite düzeyde uygulanmasına bir örnek katmıştır.Item Mesleki danışmada psikodramanın kullanılması(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Dökmen, Üstün; Eğitim Bilimleri FakültesiItem İşitme engelli bireyleri mesleğe hazırlama(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Kargın, Tevhide; Eğitim Bilimleri FakültesiMesleğe hazırlanma çocukluk döneminden başlayarak ergenlik döneminin sonuna kadar şekillenen bir süreçtir. Bu süreç içerisinde bireyler aldıkları eğitim, aile ve çevre ile etkileşimin sonunda gelecekte hangi mesleğe yönelecekleri konusunda bir karara varırlar ve bu kararlarını gerçekleştirmeye yönelik bir eğitimden, geçerler. işitme engelli bireyler ise çocukluktan başlayıp ergenlik döneminin sonuna kadar geçen süreç içerisinde bir mesleğe karar verme konusunda bazı engellerle karşı karşıya-dırlar. Bu engeller hem bu bireylerin sözel iletişimindeki güçlüklerinden kaynaklanırken hem de bu bireyleri mesleğe hazırlayıcı uygun programların olmayışından kaynaklanmaktadır.Item İnsan yetiştirme(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Büyükdüvenci, Sabri; Eğitim Bilimleri FakültesiEğitim normatif bir bilimdir; olması gerekenle uğraşır. Konusu da insandır ve bu insanı belli bir noktaya getirmek, ona daha önceden öngörülen bir form, biçim kazandırmaktır. Ancak burada gözden kaçan önemli bir husus var; o da şu: insanı etkileyen faktörler o denli çeşitli ve karmaşık ki (bunlar arasında aile, sokak, sosyal ve siyasal yapı, içinde bulunulan coğrafi bölge, doğa, batta ve batta iklim, çocukluk-ergenlik-yaşklık gibi gelişme basamakları, inanç sistemi, gibi etkileri gözleneme-yen, bir anlamda ‘gizli eğiticiler’ denebilecek faktörler sayılabilir) tüm bu değişkenleri kontrol akında tutabilmek olanaksız, Bu nedenle olsa gerek eğitimde öngörülen amaçlar hiçbir zaman gerçekleşememektedir. Eğitim sistemimizdeki amaçlarla çıkan sonuçların bir karşılaştırması bunun iyi bir yakın örneğidir. Amaçların gerçekleşememesinin nedenlerini salt Öğretimde, okulda ve genelde eğitimcide aramak büyük bir yanılgıdır. Ye tüm eğitim reformları bu yanılgı üzerinde inşa edilmiştir. Bu nedenle başarı da abnamamıştır. Bıinun temel nedeni eğitim sürecinin iç mantığında yatmaktadır. Bu m ar tığı kavramadıkça sürecin iyi bir değerlendirmesini yapabilmek çok zordur. Olaya bir başka açıdan bakarsak sanırım durum daba bir açıklık kazanır; söz gelimi, genelde doğa bilimleri ve özelde mühendislik bilimleri çok gelişmiştir. Niçin? Çünkü bu gibi alanlarda değişkenleri kontrol edebilmek büyük ölçüde mümkündür; bu yapılabildiği için aya insan gönderilebilmoktedir. Aynı anda tüm dünyaya televizyon yayınları yapılabilmektedir. Çünkü Bu gibi sistemler statiktir, değişkenleri kontrol edilebilmektedir. Eğitim denilen sistem ise statik değildir. Bu nedenle, doğa bilimlerinin statik sistemlere uygun olan bilimsel yöntemleri eğitimde etkili olamamaktadır. Biyolojik bir sistem olarak insan da statik değildir, içinde yaşadığı topliım da.Item İki eleştirel akıl yürütme gücü ölçeğinin geçerlik ve güvenirliğinin bir psikologlar paneli tarafından değerlendirilmesi(1992) Modjeski, Richard; William, Michael; Çıkrıkçı, Nükhet; Eğitim Bilimleri FakültesiBu çalışma iki eleştirel akıl yürütme gücü ölçeğinin a) Cornell Eleştirel Akıl Yürütme Gücü testi Düzey .X’le b) Watson-Glaser Akıl Yürütme Gücü Ölçeği-Form YM’nin geçerlik, güvenirlik^ ve ölçme hatalarının bir psikologlar paneli tarafından, değerlendirimesi çalışmasıdır. Bu değerlendirmede ölçütler takımı olarak, “Eğitimsel ve Psikolojik- Testlere İlişkin Standarlar” adlı yayının 1974 baskısındaki 10 temel geçerlik, 5 temel güvenirlik ve ölçme hatası standardı ele alınmıştır.Item Hümanizm(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Kale, Nesrin; Eğitim Bilimleri FakültesiFelsefi ve edebî bir düşünce (kavram) olan hümanizm İtalya’da 14. Y. Yılın ikinci yarısında ortaya çıkıp modern kültürün önemli bir unsuru olarak Avrupa’nın diğer şehirlerine de yayılmıştır. Hümanizm insanın değerini kabul eden; onu herşeyin ölçütü olarak tanımlayan, insanın doğasını, yetilerini ölçüsünü (sınırlarını) ya da ilgilerini konu edinen bir felsefedir.Item Fare ve insanlarda bilişsel haritalar(1992) Dönmez, Ali; Tolman, Edward C.; Eğitim Bilimleri FakültesiBu yazıda farelerle yapılan deneyler üzerinde duracağım. Fakat ayrıca en sonda insanlarin klinik davranışları için farelerden elde edilen bulguların önemini de belirtmeye çalışacağım. Üzerinde duracağım fare deneylerinin çoğunluğu Berkeley labaratuarında yapılmıştır. Ancak, zaman zaman yaşamlarını eyalet dışı labaratuarlarda boşa harcadıkları, yanlış kullanıldıkları açık olan Berkeley dışı farelerin davranışlarına da değineceğim. Dahası, Berkeley deneylerimizi betimlerken bunlardan bir çoğunu atlatmak zorunda kalacağım. Üzerinde duracağım deneyler bazı fikirlerini benden almış olan yüksek lisans öğrencileri (ya da yetersiz ücretli araştırma görevlileri) tarafından yapılmıştır. Çok azı benim tarafımdan gerçekleştirilmiştir.Item Eylem kimlikleme düzeyine, yaş, cinsiyet, sosyoekonomik düzey ve okul türünün etkisi(Ankara Üniversitesi: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi, 1992) Öğülmüş, Selehattin; Eğitim Bilimleri Fakültesiİnsânlar yaşamları boyunca sürekli olarak birşeyler yaparlar ya ela yapıyormuş gibi görünürler. Vallacher ve Wegner (1985) tarafından öne sürülen Eylem Kimlikleme Kuıamı’nda “eylem akışı” olarak adlandırılan ve sözkonusu kuramın çıkış noktalarından birini oluşturan bu olgu, pekçok yazar tarafından (Örneğin: Heider, 1958; Barker, 1964; Gürkay-nak 1978; Atkinson ve Bircb, 1977) vurgulanmaktadır