Cilt:08 Sayı:01 (2018)
Permanent URI for this collection
Browse
Recent Submissions
Item Antalya 60+ tazelenme üniversitesi öğrencilerinin iyilik halinin değerlendirilmesi(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Bahar, Tuğba; Başıbüyük, Hasan H.; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Bu araştırma, sosyo–demografik faktörlerin ve sağlıklı yaşam biçimi davranışlarının iyilik hali ile ilişkisini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirilmiştir. Yöntem: Bu araştırma Antalya 60+ Tazelenme Üniversitesi öğrencilerinden gönüllü 96 kişi üzerinde Mart 2019 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Veri toplamak için sosyodemografik soru formu, Sağlıklı Yaşam Biçimi Davranışları Ölçeği ve İyilik Hali Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen veriler; betimsel istatistik, bağımsız iki grup için t-testi, çoklu karşılaştırmalar için Tek Yönlü Varyans Analizi ve gruplararası ilişki için korelasyon testi kullanılarak Statistical Package for the Social Sciences 25.0 paket programında analiz edilmiştir. Anlamlı farkın hangi gruplar arasında olduğunu tespit edebilmek için TukeyHSD değerleri incelenmiştir ve anlamlılık düzeyi olarak p < .05 kabul edilmiştir. Bulgular ve Sonuç: İyilik hali ile cinsiyet (p=0,133) ve gelir (p=0,309 r=0,107) arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmazken, yaş ile istatistiksel olarak anlamlı, zayıf ve negatif yönde bir ilişki olduğu (p=0,029 r=-0,223) görülmüştür. Eğitim durumu (ilköğretim ile üniversite mezunu katılımcılar arasında) ile iyilik hali arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki vardır (p=0,007). Medeni durum ile iyilik hali arasında anlamlı bir ilişki çıkmamasına rağmen (p=0,095), eşi vefat etmiş katılımcıların iyilik hali puanlarının daha düşük olduğu görülmüştür. Sağlıklı yaşam biçimi ile iyilik hali arasında istatistiksel olarak anlamlı, zayıf ve pozitif yönde bir ilişki tespit edilmiştir (p=0,024 r=0,230).Item X’e bağlı adrenolökodistrofi (ALD) hastalığı ve tedavi sürecinde Lorenzo’nun yağı kullanımı(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) İslamoğlu, Ayşe Hümeyra; Sağlık Bilimleri FakültesiX’e bağlı adrenolökodistrofi hastalığı (ALD), yağların beta oksidasyonundaki bozukluk sebebiyle çok uzun zincirli yağ asitlerinin (ÇUZYA) kanda birikimine sebep olan peroksizomal bir hastalık olarak bilinmektedir. Bu birikim santral sinir sistemini ve adrenal korteksi etkileyerek motor ve mental işlevlerde bozukluğa yol açmaktadır. Klinik spektrumda hızlı ilerleyen demiyelinizasyon veya yavaş ilerleyen miyelopatiden adrenal yetersizliğe kadar uzanmaktadır. En sık görülen formları; çocukluk dönemi serebral form, Addison ve Adrenomiyelonöropati (AMN)’dir. Tüm popülasyonda görülme sıklığı 1.3/100.000 olmakla birlikte, erkeklerde görülme sıklığı 1/20.000 olarak bildirilmektedir. Asemptomatik ALD hastalarında diyete oleik ve erusik asidin trigeliserit formlarını (yenilebilir form) içeren Lorenzo’nun Yağı’nın eklenmesi ile düzelme görülebilmektedir. Bu sebeple erken tanı ve teşhis büyük önem taşımaktadır.Item Ebelik öğrencilerinin fetal istismar ile ilgili görüşleri(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Çalbayram, Nazan Çakırer; Sezer, Neslihan Yılmaz; Gönenç, İlknur Münevver; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Çalışma ebelik öğrencilerinin fetal istismar ile ilgili görüşlerini belirlemek amacıyla nitel araştırma tekniği kullanılarak yapılmıştır. Yöntem: Bu araştırmanın evrenini Ankara’da bulunan bir üniversitenin ebelik bölümü 3. sınıf öğrencileri, örneklemini ise bu grup içerisinden rastgele seçilen 41 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın yapılabilmesi için ilgili üniversitenin dekanlığından yazılı izin ve katılımcılardan sözel izin alınmıştır. Öğrencilerin fetal istismar ile ilgili görüşlerini belirlemek için kompozisyon yazdırılmıştır. Veriler tekrar etmeye başladığında çalışma sonlandırılmıştır. Verilerin çözümlenmesinde, içerik analizi tekniği kullanılmıştır. Bulgular: Yazılan kompozisyonlarda fetal istismara yönelik görüşler analiz edilmiş ve görüşmelerden elde edilen veriler 3 ana tema altında toplanmıştır. Birinci tema: Anne kaynaklı fetal istismar olarak belirlenmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerin tamamına yakını, gebenin sigara, alkol ve madde kullanmasının fetal istismara neden olacağını ifade etmişlerdir. İkinci Tema: Anne kaynaklı olmayan fetal istismar. Araştırmaya katılan öğrencilerin yarıdan fazlası gebenin sözel, cinsel ve fiziksel şiddete maruz kalmasının fetal istismara neden olacağını ifade etmişlerdir. Üçüncü Tema: Anne ve diğer kişilerden kaynaklı fetal istismar. Öğrenciler annenin, babanın veya ailenin rızasıyla yapılan kürtajın fetal istismara sebep olacağını belirtmişlerdir. Sonuç: Öğrencilerin fetal istismar konusuna ilişkin farkındalıklarının olduğu belirlenmiştir. Gebelere birebir bakım veren ebelerin bu konudaki farkındalıkları fetal istismarın belirlenmesi, önlenmesi ve olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılması açıdan önemlidir.Item İnfantil Tibia Vara’da ortezlemenin tibiofemoral açı üzerine etkisi(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Güven, Enver; Çıtaker, Sayit; Alsancak, Serap; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Çalışmanın amacı infantil tibia vara’da ortezlemenin erken dönemde tibiofemoral açı üzerine etkisini incelemektir. Yöntem: Çalışmaya yaşları 23-32 ay arasında, 9’u kız, 5’i erkek toplam 14 birey alındı. Bireylerin tibio femoral açıları universal gonyometre ile ortezleme öncesi ve ortezlemeden 3 ay sonra değerlendirildi. Bulgular ve Sonuç: Ortezleme öncesi bireylerin tibiofemoral açı ortalaması 14,36 ± 5,20 derece olarak ölçüldü. Ortezleme sonrası tibiofemoral açı ortalaması ise 7,28 ± 2,68 derece olarak belirlendi. Ortezleme sonrası tibiofemoral açının ortezleme öncesine göre anlamlı derecede azaldığı tespit edildi (p<0,05). İnfantil tibia vara’lı bireylerde ortezleme erken dönemde tibiofemoral açıyı azaltmada etkili olabilir. Gelecekte; daha büyük örnekleme sahip, kontrol grubunun dahil edildiği ve uzun dönem takipli çalışmalar planlanabilir.Item Türkiye’de beş yaş altı çocuklarda ishalin yaygınlığı ve temel özelliklere göre dağılımı(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Şantaş, Fatih; Spor Bilimleri FakültesiAmaç: İshal, beş yaş altı çocuklarda ölümün en önemli nedenleri arasındadır. Bu araştırma, beş yaş altı çocuklarda ishalin yaygınlığı ve ishalin yaygınlığının çocukların özelliklerine (yaş, cinsiyet, hane refahı vb.) göre nasıl dağıldığının belirlenmesini amaçlamaktadır. Yöntem: Araştırmada, Hacettepe Üniversitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü tarafından 5 yılda bir yapılan “Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması” verileri kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini 15-49 yaş aralığında en az bir kez evlenmiş kadınlar oluşturmaktadır. Verilerin analizinde lojistik regresyon analizinden yararlanılmıştır. Bulgular: Bu çalışma sonucunda Türkiye’de beş yaş altı çocuklarda ishalin yaygınlığının değişim gösterdiği ve çeşitli sosyo-demografik ve sosyo-ekonomik değişkenlerde yaygınlığının farklılaştığı belirlenmiştir.1993 döneminde %27,7 olan ishalin yaygınlığının, 1998 döneminde %32,5’e yükseldiği ve 2008 döneminde %20’ye düştüğü belirlenmiştir. Ayrıca ishalin yaygınlığının çocukların temel özelliklerine (yaş, cinsiyet, hane refahı vb.) göre farklılaştığı saptanmıştır. Sonuç: Başta çocukların annItem Üniversite öğrencilerinin riskli sağlık davranışları ve etkileyen faktörlerin incelenmesi(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Özpulat, Funda; Erdem, Yurdagül; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Bu çalışma, 1.sınıfa devam eden üniversite öğrencilerinin riskli sağlık davranışları ve etkileyen faktörleri saptamak amacıyla planlanmış tanımlayıcı türde bir çalışmadır. Yöntem: 23.03.2016-11.04.2016 tarihleri arasında yürütülen araştırmaya Selçuk Üniversitesine bağlı bir Sağlık Yüksekokulu ile İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin (İİBF) 1.sınıf öğrencileri katılmış, 210 öğrenci ile çalışma yürütülmüştür. Kullanılan anket formu 2 bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde öğrencilerin sosyodemografik özellikleri, ikinci bölümde riskli davranışlarına yönelik sorular yer almaktadır. Elde edilen veriler SPSS 17.0 paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Tanımlayıcı özellikler ile riskli sağlık davranışların sayı ve yüzde hesaplamaları yanı sıra, Mann Whitney U Testi, Kruskal–Wallis Testi ve Ki-Kare Testi kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan 1.sınıf öğrencilerinin yaşları 18 ile 24 arasında değişmekte ve yaşlarının aritmetik ortalamasının 19.56±1.27 olduğu görülmektedir. Katılımcıların %52.5’ü İİBF öğrencisi, %62.9’u kız öğrencilerden oluşmaktadır. Araştırma sonucunda; sigara, nargile, alkol ve uyuşturucu kullanma durumunun öğrencilerin okullarına ve cinsiyetlerine göre değiştiği, İİBF öğrencilerinin yarısından fazlasının öğle yemeğini atladığı, öğrencilerin okullarına göre öğün atlama durumunun değiştiği görülmüştür. Sağlık yüksekokulu öğrencilerinin ve kız öğrencilerin büyük çoğunluğu araç kullanmamakta, araç kullanırken hız sınırını aşma durumunun okula ve cinsiyete göre değiştiği görülmektedir. Sonuç: Öğrenciler arasında riskli sağlık davranışları bulunmakta, okullara ve cinsiyete göre oranları değişmektedir. Üniversiteler arası işbirliği sağlanarak bilimsel toplantı/sempozyum gibi üniversite gençliğinin düzenlenmesine ve sürdürülmesine aktif olarak katılabileği faaliyetlerin arttırılması, klüp ve gönüllülük çalışmalarının yapılması, üniversite öğrencilerinin bilinç ve farkındalıklarının artmasında doğrudan etkili olabilir.Item Organizational culture in healthcare organizations: a systematic review(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Alsaqqa, Hatem Hesham; Akyürek, Çağdaş Erkan; Sağlık Bilimleri FakültesiArka Plan ve Amaçlar: Örgüt kültürü, çevreden gelen taleplerin karşılanması ve örgüt bünyesindeki değişimlerin yönetilmesi süreçlerinde, insanların örgüt içerisindeki davranışlarının anlaşılmasında önem arz etmektedir. Örgüt kültürünün tanımlanarak anlaşılmasına ve optimal örgütsel performansa erişilmesine engel olduğunda değiştirilmesine yönelik giderek artan bir ilgi söz konusudur. Sağlık hizmetlerinin sunulduğu çevreye, bu çevrenin bireysel ve örgütsel çıktıları nasıl etkilediğine yönelik ilgi yetersiz durumdadır. Yeni bir sağlık hizmetleri sistemi tasarımı ya da reform hayata geçirilmeden önce, örgüt kültürünün hangi faktörler tarafından şekillendirildiğinin farkında olmak esastır. Bu çalışma sağlık hizmeti örgütlerinde, örgüt kültürünün hangi bağlamlarda ele alındığını değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Yöntem: Araştırma, 2008-2018 yılları arasındaki zaman dilimi için Emerald, Ebsco-host, Google Akademik, PubMed ve Science-Direct veritabanlarında gerçekleştirilmiştir. Tarama sürecine yol gösteren araştırma sorusu “Sağlık hizmeti örgütlerinde örgüt kültürünün çalışılması hangi bağlamlarda önem arz etmektedir?” şeklinde ifade edilebilir. Daha önceden belirlenmiş kriterleri karşılamayan çalışmalar kapsam dışında bırakılmış, uyum sağlayanlar ise sonrasında daha derinlemesine incelenmek üzere listelenmiştir. Nihai analiz aşamasına 21 makale dahil edilmiştir. Bulgular: Çalışmalarda sağlık hizmetlerinin sunulduğu farklı ortamlar ele alınmıştır. Son analiz aşamasında 21 makale çalışma kapsamına dahil edilmiştir. İlgili çalışmalardan 17’si kantitatif, ikisi kalitatif ve biri karma yöntemlerle gerçekleştirilmiş olup iki çalışma ise örgüt kültürü ölçüm araçlarının tasarlanması üzerinedir. Sonuç: Sağlık hizmeti sunumunda mükemmellik, çok disiplinli ekip yaklaşımı aracılığıyla sunulan pozitif değer sistemleri, stratejik katılımın sağlanması ve kaliteli hizmet sunumunda optimum verimlilik üzerinde etkili olan en önemli kültürel yansımalar ile ilişkilendirilmiştir. Bu sağlık hizmeti araştırmaları üzerinde gerçekleştirilen örgüt kültürü değerlendirme çalışması, ilerleyen yıllarda sağlık hizmeti çevrelerinin ve klinik performans üzerindeki etkilerinin derinlemesine anlaşılmasında ve planlanan hedeflere ulaşılmasında rol oynayacaktır.Item Proje yönetim tekniklerinin sağlık bilişim sistemlerinde uygulanması üzerine bir çalışma(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Parıldar, Orhan; Sağlık Bilimleri FakültesiItem Bariatrik cerrahi uygulanan bir hastanın Virginia Henderson'ın hemşirelik kuramına göre erken dönem hemşirelik bakımının incelenmesi(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Yılmaz, Ayşe Çelik; Aygin, Dilek; Sağlık Bilimleri FakültesiGünümüzde obezite cerrahisi, sadece kriterleri sağlayan obez hastalar için değil, diğer tedavi seçeneklerine yanıt vermeyen ve obeziteyle ilişkili hastalıklar bakımından risk taşıyan hastalar için de güvenilir ve etkin olarak uygulanmaktadır. Bariatrik cerrahinin başarısı için etkili ve bütüncül hemşirelik bakımı önem taşımaktadır. Cerrahi sonrası görülebilecek komplikasyonlar ve eşlik eden hastalıklar nedeniyle hemşirelik bakımın bireysel farklılıklar ve gereksinimlere dayandırılması gerekmektedir. İnsanın temel gereksinimlerine dayanan Henderson’un Hemşirelik Kuramı, hemşirelik bakımın bütüncül olarak yürütülmesine olanak sağlamaktadır. Bu makalede bariatrik cerrahi uygulanan bir hastanın Henderson’un Hemşirelik Kuramına göre hemşirelik bakımı incelendi. Kuramın bariatrik cerrahi uygulanan hastalarda hemşirelik bakımını planlama ve uygulamada kullanımının komplikasyonlarını azaltma ve yaşam şekli değişikliğine uyumu sağlamada etkili olabileceği düşünülmektedir. Aynı zamanda obez hastalarının bakımının hemşireler tarafından daha iyi anlaşılması ve bakımın kalitesinin arttırılması açısından da katkı sağlayabileceği ön görülmektedir.Item Sporcu beslenme bilgisi ölçeğinin Türkçe formunun geçerlik ve güvenirlik çalışması(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Çırak, Onur; Çakıroğlu, Funda Pınar; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Sporcuların yeterli ve dengeli beslenmeleri için beslenme bilgilerinin iyi olması önemlidir. Sporcuların beslenme bilgileri ile ilgili bilgiler ışığında, bazı araştırmalar olmasına rağmen, sporcuların beslenme bilgilerini ölçen herhangi bir anket belirlenememiştir. Bu çalışmada Sporcu Beslenme Bilgisi Ölçeğinin Türkçe Formunun Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması yapılmıştır. Yöntem: Çalışma kapsamında 275 sporcudan veri toplanmıştır. Verilerin istatistiksel analizi istatistik paket programında yapılmıştır. Ölçeğinin orijinal ölçeğe olan uyumu "Açıklayıcı Faktör Analizi” ile değerlendirilmiştir. İçerik/kapsam geçerliliği Kendall W analizi, madde toplam puan analizi için pearson korelasyon analizi kullanılmıştır. SBBÖ’nin maddeleri arasında iç tutarlılığın (güvenirliliğin) hangi düzeyde olduğu, madde toplam korelasyonları ve Cronbach Alpha İç Tutarlılık Katsayıları ile tespit edilmiştir. Bulgular ve Sonuç: Ölçeğin Türkçe geçerlik ve güvenirliğinin değerlendirilmesi sonucunda; geçerlik ve güvenirlik düzeyi (α=0,908) yüksek düzeyde bulunan bu ölçeğin Türk sporcularının beslenme bilgisinin değerlendirilmesinde kullanılması uygundur ve önerilmektedir.Item Süt dentisyonda malnütrisyona bağlı gelişen diş taşı birikimi: nadir bir olgu(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Hendek, Meltem Karşıyaka; Almaz, Merve Erkmen; Bezirci, Didem; Sağlık Bilimleri FakültesiSistemik olarak sağlıklı 3 yaşındaki bir çocukta malnütrisyona bağlı nadir bir diş taşı birikimi olgusu bildirilmiştir. Hastanın anamnezinde o güne kadar sadece yumuşak yiyeceklerle beslendiği öğrenilmiştir. Klinik dental muayenesinde ciddi bir diş taşı birikimi ve diş eti iltihabı gözlenmiştir. Genel anestezi altında, tüm ağız diş yüzey temizliği yapılmıştır. Operasyonu takiben, ebeveynlere ağız hijyeni bakımı ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmeleri önerilmiştir. Literatüre göre, 3 yaşındaki bir çocukta malnütrisyona bağlı oluşan ciddi diş taşı birikiminin gözlendiği ilk olgu sunumudur.Item Kadınlara yönelik tutum ölçeği - kısa sürümünün Türkçe’ye uyarlama çalışması(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Ertuğrul, Fatma Gül; Duyan, Veli; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Spence, Helmrich ve Stapp (1978) tarafından geliştirilmiş olan Kadınlara Yönelik Tutum Ölçeği - Kısa Sürümünün (Attitudes Towards Women Scale – Short Version) kadınlarla iletişim içinde olan, onlara bakım ve hizmet veren meslek elemanları (sosyal hizmet uzmanları, psikologlar, psikolojik danışmanlar vb.) için uyarlamasını yapmaktır. Yöntem: Kadınlara Yönelik Tutum Ölçeği, Türkçe formu, yaşları 18 ile 53 arasında değişen (ort=33,76; ss=8,43) 119'u kadın ve 24'ü erkek olmak üzere birinci ve ikinci basamak sağlık kuruluşlarında çalışan doktor, psikolog, sosyal hizmet uzmanı ve ebe/hemşire meslek elemanlarından oluşan 143 sağlık personeli üzerinde uygulanarak güvenirliği ve geçerliği belirlenmeye çalışılmıştır. Bulgular: Ölçeğin güvenirliği için testtekrar test yöntemi kullanılmış ve ölçeği oluşturan maddelerin iç tutarlılığını veren Cronbach Alpha Katsayısı hesaplanmıştır. SPSS 11.5 ile maddelerin içtutarlılık katsayısı 0.887 olarak belirlenmiştir. Test-tekrar test yöntemi ve içtutarlılık katsayısının her ikisi de yüksek bulunmuş ve bu nedenle Kadınlara Yönelik Tutum Ölçeği’nin güvenilir olduğu kabul edilmiştir. Geçerlilik ölçümü için ise dil geçerliliği ve yapı geçerliliğinde faktör analizi yapılmış olup özdeğerleri 1.00’ın üzerinde bir bileşenin olduğu görülmüştür. Bu bulgu ölçeğin tek boyutlu orijinal formuyla uyumlu olduğunu göstermektedir. Sonuç: Kadınlara Yönelik Tutum Ölçeği’ni oluşturan maddelerin istendik özelliklerde olması, ölçeğin güvenirliğinin ve geçerliğinin yüksek olması, bu ölçeğin Türkiye’de yaşayan bireylerin kadınlara yönelik tutumlarını belirlemede kullanılabileceğini göstermektedir. Ölçeğin bu özelliklerinin orijinal haliyle benzerlik göstermesi, Türkçe formunun Türkiye’de de kullanılabileceğini göstermektedir.Item Bir üniversitede öğrenim gören sağlık yüksekokulu öğrencilerinin human papilloma virüs ve HPV aşısı ile ilgili bilgi ve görüşleri(Ankara : Ankara Üniversitesi, 2018) Başlı, Mükerrem; Aksu, Hilmiye; Toptaş, Belma; Sağlık Bilimleri FakültesiAmaç: Araştırmanın amacı sağlık yüksekokulu öğrencilerinin HPV enfeksiyonu ve HPV aşısı ile ilgili bilgi ve görüşlerinin belirlenmesidir. Yöntem: Araştırma tanımlayıcı tiptedir. Araştırmaya 2017-2018 Eğitim-Öğretim Yılı Bahar Dönemi’nde Adnan Menderes Üniversitesi Aydın Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik, Ebelik ve Beslenme-Diyetetik bölümlerinin 3. ve 4. sınıflarında öğrenim gören 287 öğrenci katılmıştır. Veriler, kurumdan araştırma izni alındıktan sonra literatüre göre hazırlanan soru formu ile toplanmıştır. Çalışmaya alınan öğrencilerden sözlü onam alınmıştır. Sonuçlar %95’lik güven aralığında, p<0.05 anlamlılık düzeyinde, tanımlayıcı istatistikler ve ki-kare testi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Katılımcıların %79,4’ü kadın, yaş ortalaması 21,82±1,50’dir. Öğrencilerin %58,5’i hemşirelik bölümünde ve %56,7’si dördüncü sınıfta okumaktadır. Çoğunlukla (%38,3) ilçede yaşayan öğrencilerin anneleri (%64,5) ve babaları (%50,2) ilköğretim mezunudur. Çalışmadaki öğrencilerin %92,7’sinin HPV’yi daha önce duyduğu belirlenmiştir. Katılımcıların %53’ü HPV’nin cinsel aktif herkesi etkilediğini ve %53,7’si tedavisi olduğunu belirtmiştir. Öğrenciler HPV’nin genital siğillere (%59,2) ve serviks kanserine (%47,4) neden olduğunu ifade etmiştir. Çalışmaya katılan öğrencilerin %75,6’sının HPV aşısını daha önce duyduğu görülmüştür. Katılımcılar çoğunlukla HPV aşısının ne zaman yapılması gerektiğini (%36,2), kaç doz uygulanması gerektiğini (%67,6), aşı fiyatını (%88,2) ve devletin aşıyı karşılama durumunu (%81,9) bilmemektedir. Araştırmada yer alan öğrencilerden yalnızca birinin aşı yaptırdığı görülmüştür. Beslenme-diyetetik bölümü öğrencilerinin sorulara doğru cevap verme oranlarının daha düşük olduğu saptanmıştır (p˂0.05). Sonuç: Öğrencilerin HPV ve HPV aşısı hakkındaki bilgilerinin istenilen düzeyde olmadığı görülmektedir. Bu nedenle öğrencilere konu hakkında yeterli bilgilendirme yapılması önerilir.