Çevresel radyasyonun canlılığın sürdürülebilirliğine etkileri
No Thumbnail Available
Date
2007
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Sosyal Bilimler Enstitüsü
Abstract
Son 50 yıl içerisinde nükleer silah denemeleri ve nükleer kazalar sonucu çevre radyoaktivite seviyesinde küresel düzeyde artış meydana gelmiş, bazı bölgelerde çevre radyoaktivite seviyesindeki artış ekosisteme önemli derecede zarar verecek düzeylere erişmiştir. Çevreye giderek artan radyoaktif madde salımı, canlı organizmaların yerel, bölgesel ve hatta küresel düzeyde fazladan ışınlanmalarına neden olmuştur. Böylece, çevresel radyoaktivite kaynaklı ışınlanmanın, küresel çevre sorunlarından biri olduğunun farkına varılmıştır. Yıllar boyunca geliştirilmiş olan mevcut uluslararası radyasyondan korunma sistemi net olarak belirlenmiş ilke ve standart metotları içermektedir. Bu sistem, insanı bireysel bir tür olarak merkeze yerleştirmiştir. Başka bir deyişle, radyasyondan korunma sistemi insanın korunması temeline dayandırılmıştır. Çevrenin korunması, genellikle, bu insan merkezli bakış açısı kapsamında bir alt öğe olarak değerlendirilmektedir. İnsanlar tarafından alınan doz ile ortamdaki diğer organizmalar tarafından alınan doz her zaman birbirinden farklı olacağından, bu değerlendirmenin yanlış olduğu açıkça görülmektedir. Genom yapısı ve işlevlerine ilişkin mevcut bilgilerin yanı sıra modern moleküler biyoloji yöntemleri, radyasyonun biyota üzerindeki etkileri konusundaki anlayışa yeni boyutlar getirilmesini sağlamaktadır. Radyasyonun muhtemel etkileri açısından prensipte insan hücresi ile diğer türlerin hücreleri arasında, özellikle memelilerde, bir fark bulunmamakla birlikte, radyasyondan korunma felsefesi bu türler arasında farklılık gözetmektedir. Bu çalışmada, çevre radyasyonunun biyota üzerindeki etkileri ve çevrenin iyonlaştırıcı radyasyondan korunmasındaki problemlere ilişkin önemli hususlar detaylı olarak tartışılmıştır. Mevcut insan-merkezli radyasyondan korunma sistemi ve felsefesi biyo-merkezli bakış açısıyla incelenmiştir.AbstractDuring the last 50 years the radiation background level has been changed on a global scale by fallout from nuclear weapons testing and by accidents in nuclear installations. In some areas the increase of the environmental radioactivity level has been significant enough to damage ecosystems. The overgrowing release of radioactive substances to the environment has resulted in local, regional and also global extra irradiation of all living organism in the environment. Moreover, exposure from environmental radioactivity has been recognised one of the global environmental problems. The current international system of radiological protection, which has been developed over many years, contains clearly defined principles and standard methods. This system places man, as an individual species, at its centre. In other words, radiological protection system has always been based on protection of man. Environmental protection is often regarded as if it were a subset of this anthropocentric framework. Clearly, this should not be the case. In any situation, the doses received by man will always be different than those received by other organisms in the environment. Current knowledge on the structure and function of genome, as well as modern molecular biological methods could well provide new dimensions to our understanding of the effects of radiation on biota. In principle, there is no difference on a cellular level between the possible effects of radiation on humans and that on other species especially on mammals. Nevertheless, there is a difference in the protection philosophy between the species. In this study; some of the most important aspects of the impact of environmental radiation on the biota and problems of the environmental protection against ionising radiation were discussed in details. The current anthropocentric system and philosophy of radiological protection were examined in biocentric point of view.
Description
Keywords
SOSYAL BİLİMLER (GENEL), SİYASET BİLİMİ