Cilt:14 Sayı:02 (2022)

Browse

Recent Submissions

Now showing 1 - 8 of 8
  • Item
    Locating the Opposition to Istanbul Convention in the Multilayered Dynamics of Gendered Challenges: Reflections on an Actor- Centered Analysis on Eastern Europe: Politicizing Gender and Democracy in the Context of the Istanbul Contention, by Andrea Krizsan and Conny Roggeband, (Palgrave Macmillan, 2021)
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Akman, Canan Arslan; Other; Other
    Geçtiğimiz on yılda, toplumsal cinsiyet (eşitliği) karşıtı hareketler, Istanbul Sözleşmesini de hedeflerine aldılar. Bu inceleme, Andrea Krizsán ve Conny Roggeband’in Polonya, Bulgaristan, Hırvatistan ve Macaristan’da Sözleşme’ye karşı çıkan aktörleri ele alan karşılaştırmalı çalışmasını kavramsal ve açıklama çerçevesi ve temel çıkarımları acısından değerlendirmektedir. Eserin güçlü analiz kurgusu, muhalif aktörleri söylemsel çerçeveleri, stratejileri ve dönüşen ittifaklarıyla incelemektedir. Otoriterleşmenin siyasi bağlamı içerisinde, aktör-odaklı bu makro analiz, siyasallaşan Istanbul Sözleşmesi tartışmalarının şiddetle mücadelenin politika ve aktörlerine etkisini de değerlendirmektedir. Bu inceleme, çalışmada öne çıkan devletlerin kritik rollerine vurgu yaparken, diğer ülkelerdeki benzer tartışma ve süreçlerin incelenmesi için gerekli sorun alanlarına da dikkat çekmektedir
  • Item
    Sabahat Filmer ve Binnaz Filmi: Sinemasal Bir Palimpsestte Gerçek, Kurmaca ve Kadınların Eylemliliği
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Balan, Canan; Other; Other
    Bu makale Osmanlı/Türkiye sinemasının erken döneminden iki kadının, biri temsili ve kurmaca, diğeri birinci ağızdan deneyime dayanan anlatılarına ve eylemliliklerin sinema tarihine olan katkılarına odaklanmaktadır. Bu iki kadından birisi, Türkiye film sektörünün ilk kadın prodüksiyon ve yönetmen yardımcısı Sabahat Filmer, diğeri ise Sabahat Filmer’in yapımında çalıştığı ve kopyasına halen ulaşabildiğimiz tek sessiz film olan Binnaz filmine adını veren filmin ana karakteri. İstanbul yapımı sinemada ilk “fettan kadın” örneği olaran Binnaz ile Sabahat’in önemli bir ortak noktası, ikisinin de İstanbul’un sinema endüstrisine 1919 senesinde adım atması. Binnaz filminin bu makale için önemi yalnızca Sabahat’in filmografisindeki ilk filmlerden birisi olması değil. Film, aynı zamanda Türkiye sinema tarihinden erişebildiğimiz hem kurmaca hem de sessiz tek kadın filmi olması açısından da değerli.
  • Item
    Repositioning the Representation of Femininity in H.D.'s "The Garden"
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Karabulut, Tugba; Other; Other
    İsminin baş harfleri olan H.D. olarak bilinen Amerikalı şair, oyun yazarı ve romancı Hilda Doolittle, erken modernist dönemin erkek egemen dünyasındaki birkaç kadın figürden biri olarak karşımıza çıkar. İlk yapıtları, Viktoryen ve Romantik şiirin sözlük çokluğu, dolaylılık ve duygusallığına tepki olarak ortaya çıkan ve Ezra Pound ile şekillenmiş olan İmgecilik akımı ile ilgisi açısından büyük önem taşımaktadır. H.D., İmgecilik akımında önemli bir role sahiptir ve yazdığı şiirleri “H.D., Imagiste” kısaltmasıyla imzalamasını isteyen Ezra Pound, onu bu akımın lideri olarak ilan eder. 1916’da yayınlanan ve yirmi yedi şiirden oluşan ilk şiir kitabı Sea Garden, İmagist şiire örnek teşkil eder. Bu şiirler, tema kısıtlaması olmaksızın, serbest ölçü ve sert ve kişisel olmayan bir biçem ve söyleyiş ile ve aynı zamanda da doğa imgeleri, ahenkli bir ritim ve hesaplı sözcükler kullanılarak yazılmıştır. Ancak, H.D.’nın bu seçkideki “Bahçe” adlı imge odaklı şiiri, İmgecilik akımının ötesine gider. Basit bir doğa şiiri olmayan bu şiirde anlatıcı, baskın ataerkil mitleri devirmek ve basmakalıp kadınlık temsili ve kadın kırılganlığını yıkmak için, sert güller, vahşi doğa objeleri ve ağır hava imgelerini kullanır ve kadının güç, dayanıklılık ve üretkenlik potansiyelini yüceltir. Bu şiir, kadın imgesi ve temsilinin mecazi olarak yeniden inşa edildiği çeşitli kodlanmış imgelerle doludur. Bu makale, H.D.’nin “Bahçe” adlı şiirinin, kadını erkek-yapımı mahkumiyet bölgesi olarak tartışılan “Bahçe”den kurtararak, hayal edilen ideal “Bahçe”de yeniden konumlandırmak için, kadınlığın gizli ve göz ardı edilmiş kavramlarını nasıl açığa çıkardığını incelemektedir. Ayrıca bu şiir, yeni bir kadınlık temsili kavramını ortaya atarak Pound’un “Yenile” adlı özdeyişini de yansıtmaktadır.
  • Item
    Crossing the Borders of the Genre and Gender: Jeanette Winterson’s Redefinition of the Bildungsroman in Oranges are Not the Only Fruit
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Yağcı, Dilek Öztürk; Other; Other
    Bu çalışma, Jeanette Winterson'ın ilk romanı olan ve genellikle yazarın öz yasam öyküsünden yola çıkarak yazıldığı düşünülen Tek Meyve Portakal Değildir (1985) romanının Bildungsroman (Oluşum Romanı) edebi türünün özellikleri bağlamında yeniden yorumlanmasını incelemektedir. Roman, lezbiyen bir kadın olan Jeanette’ın, onun cinsel yönelimini kabullenmeyip “anormal tutkular” olarak nitelendiren kökten dinci bir toplulukta sürdürdüğü yaşam çabasının, diğer bir deyişle, oluşum öyküsünün izlerini sürüyor. Geleneksel Bildungsroman türünün de başlıca özelliklerinden birisi olan kahraman ve toplum arasındaki (cinsel)kimlik üzerindeki bu çatışma Tek Meyve Portakal Değildir romanının temel ögesi olarak temsil edilir. Romanda, aşırı dinci toplumsal alan Jeanette için normal ve doğal olanın sınırlarını belirleyerek sürekli olarak onun kimliğini inşa etmeye çalışır. Buna karşılık Jeanette da cinselliğini keşfederek ve kendine olasılıklar arasında bir yuva alanı açarak bu kimliği yeniden oluşturmaya ve öznelliğine kavuşmaya çabalar. Nasıl ki Jeanette heteronormatifliği reddederek hikayesini yeniden yazıyorsa, Winterson da oluşum anlatılarının geleneksel kalıplarına meydan okuyarak Bildungsroman türünün sınırlarını yeniden tanımlar. Tüm bu nedenlerle, bu çalışma Jeanette Winterson'ın Tek Meyve Portakal Değildir romanında Jeanette’ın toplumsal alanın dinamikleri içindeki oluşum hikayesinden yola çıkarak, yazarın eril merkezli oluşum anlatısı geleneğini ters yüz ederek Bildungsroman anlatı türünü feminist bir çerçeve içinde yeniden tanımlamasını ele almayı amaçlamaktadır.
  • Item
    BAK ŞU KONUŞANA! 52 Hafta 52 Erkek Tesadüf Değil Erkek Şiddeti projesinin söylem analizi
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Özküralpli, İlkay; Other; Other
    Bir sorun olarak erkek şiddetinin çözümüne ilişkin girişim ve tahayyüllerde erkek kategorisi çoğunlukla sadece sorunla ilişkili olarak ele alınır. Öte yandan bizzat erkeklerin kendisini de bu mücadelelerde pek görmez ve de duymayız. Halbuki çözüme yönelik herhangi bir çaba sorunun sorumlu faillerinin dönüşümünden geçer ve bunun da ilk adımı çözümden ziyade sorunu tanımaktır. Bu sebeple, çalışmanın temel sorunsalını bir sorun olarak erkek şiddeti ile erkekler nasıl ilişkilenmektedir sorusu oluşturur. Bu doğrultuda, çalışmada Bianet’in 2018 yılında gerçekleştirdiği 52 Hafta 52 Erkek, Tesadüf Değil Erkek Şiddeti isimli projesinde erkeklerin ürettiği şiddet ve erkeklikler hakkında yazan 52 metin eleştirel söylem analiziyle erkek öznelliği, şiddetle ilişkilenme stratejileri ve çözüm tahayyülleri şeklinde üç başlık altında incelenmiştir. Bu bağlamda, çalışma feminizm ve erkekler arasında kurulabilecek bir ittifakın peşinde, erkek şiddeti ile bir sorun olarak ilişkilenebilen ve kendini ötekine açan bir erkek öznelliğinin imkanlarını tartışmıştır.
  • Item
    Türkiye’de Ücretli ve Ücretsiz Emek Ekseninde Kadınlarla Erkeklerin Hem Kendi İçlerindeki Hem de Kendi Aralarındaki Eşitsizlikler
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Gültekin, Mustafa; Other; Other
    Esping-Andersen’in refah devleti üzerine olan çalışmasına (1990/2007) yönelik geliştirilen başlıca eleştirilerden biri, ailede kadınların ücretsiz çalışmasının refahın başlıca kaynağı olduğunu ihmal ettiğini ileri süren feminist eleştiridir. Söz konusu eleştiri, ücretli ve ücretsiz kadın emeğini bir bütün olarak ele almaksızın yapılan incelemelerin kadınların ve erkeklerin istihdama katılmaları bakımından oluşan eşitsizlikleri tam olarak kavrayamadığını iddia eder. Türkiye’de halihazırdaki refah rejimi neoliberal politikalarla uyumlu hale getirilen baskın aileselciliktir. Bu teorik tartışma çerçevesinde, bu çalışma, Türkiye’de 1980’lerden günümüze kadar, ücretli ve ücretsiz çalışan kadınlara ve erkeklere ve onların “eğitim durumu”,“medeni durum” ve “sosyal güvenlik kurumuna kayıtlılıkla” olan ilişkisine odaklanmıştır. Bu çalışma Türkiye İstastistik Kurumu verilerine dayanarak mütekabiliyet analiziyle bu ilişkileri ortaya çıkarmıştır. Sonuç olarak, bu çalışma, kadınlarla erkeklerin hem kendi içlerinde hem de kendi aralarında eşitsizliklerin olduğu sonucuna varmıştır.
  • Item
    Göçmen Kadının Öznelliği Tartışması Üzerine
    (Ankara Üniversitesi, 2022) Özcan, Nazlı Şenses; Other; Other
    Özellikle feminist bir bakışla kadın araştırmacılar tarafından gerçekleştirilen çalışmalarda hem kadın göçmenlerin deneyimlerinin özgünlüğünden söz etmenin kaçınılmazlığı ve vazgeçilmezliği hem de bunun ‘ötekileştirme’ tuzağına düşmeden yapılması konusunda azami dikkat gösterme çabası vurgulanmaktadır. Bu nedenle, bu yaklaşımla yapılan çalışmalarda özne, öznellik ve göçmen kadının özne olma hali gibi kavramlara dair tartışmalar son yıllarda giderek artan şekilde ön plana çıkmaktadır. Bizim bu makalede yapmak istediğimiz genel olarak göç olgusu, özel olarak kadın göçmenler hakkındaki literatürde sıkça karşılaşmakta olduğumuz bu kavramları anlamlandırmaya çalışmaktır. Bu doğrultuda, eleştirel bir literatür analizi yapıyor ve analizimizin birinci boyutunda, göçmen (ve) kadın olmanın göç sürecinde tecrübe ve/veya mücadele edilmesi gereken süreçleri ve iktidar ilişkilerini nasıl farklılaştırdığını analiz edip durumun özgünlüğünü görünür kılan çalışmaların bir haritasını çıkarıyoruz. İkinci aşamada ise bu koşullar içerisindeki öznenin nasıl tepki verdiği, ne hissettiği, ne yarattığı yani kısaca kendini nasıl var ettiği üzerine bir kavrayış geliştirmemizi sağlayan çalışmalara odaklanıyoruz. Bu iki boyutlu analizle hem göçmen kadınlar hakkındaki literatürün şimdiye kadarki gelişimini haritalandırmış hem de an itibariyle literatürün neye ihtiyaç duyduğunu tespit etmiş olmayı umuyoruz. Sonuçta, literatürdeki bu ihtiyacın kadın göçmenlerin içinde bulundukları koşulları oluşturan iktidar ilişkilerini nasıl tecrübe ettikleri ve/veya onlarla nasıl mücadele ettikleri, nasıl başa çıktıklarına dair sözlerinin ve öz-değerlendirmelerinin daha fazla duyulması/görülmesi olduğunu iddia ediyoruz.
  • Item
    Toplumsal İnşa Alanı Olarak Mensturasyon: Kadınların Deneyimlerindeki Baskı ve Mücadelenin Çözümlenmesi
    (Ankara Üniversitesi, 202) Yılmazbilek, Merve; Other; Other
    Bu çalışma kadınların mensturasyon dönemlerindeki deneyimlerinin ataerkil kapitalizmle ilişkisi ele almayı amaçlamaktadır. Bu doğrultuda kadınların toplumsal bir inşa alanı olan mensturasyonu nasıl deneyimlediklerini, bu deneyimlerdeki baskı ögelerini ve kadınların bu baskıyla mücadele edip edemediklerini sorgulamaktadır. Feminist metodolojiye dayanan bu çalışmada yirmi bir kadınla derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Biyolojik bir süreç olan mensturasyonun kadınlar için nasıl toplumsal ve kültürel bir inşa haline geldiği ve hangi güç ilişkilerini içerdiği feminist metodolojinin ilkelerine dayanarak çözümlenmiştir. Mensturasyon tıp alanının dışında sosyolojik ve feminist bir bakış açısıyla değerlendirilirken kadın bilgisi odak noktası olmuştur. Çalışma boyunca mensturasyonu kadınların anlamlandırmasının, deneyimlemesinin ataerkil ideoloji ve kapitalist sistemle ilişkisi kurulmuştur.