Cilt:46 Sayı:01 (2019)
Permanent URI for this collection
Browse
Browsing Cilt:46 Sayı:01 (2019) by Title
Now showing 1 - 8 of 8
Results Per Page
Sort Options
Item Açık kapanış tedavisinde modifiye hızlı molar intrüzyon aygıtının kullanımı: vaka raporu(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2019) Rübendiz, Meliha; Diş Hekimliği; Diş Hekimliği FakültesiBu vaka sunumunda büyüme gelişimi devam eden açık kapanışlı olguda Modifiye Rapid Molar Intruder (MRMI) aygıtı ile posterior bölgede intruzyon etkisiyle elde edilen değişikliklerin incelenmesini amaçlanmaktadır. Bu uygulama Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ortodonti Anabilim Dalına tedavi amacıyla başvuran 10,5 (yıl) yaşındaki kız bireyde gerçekleştirilmiştir. Maksilla ve mandibulada premolar ve molar dişleri içeren sağ ve sol olmak üzere birer çift (toplam 4 parça) akrilik splint hazırlanmıştır. Akrilik plaklar üst çenede transpalatal ark, alt çenede lingual ark vasıtasıyla birleştirilmiştir. RMI aygıtı posterior akrilik plaklar arasında dik yönde 550±50 gram kuvvet uygulayacak şekilde ayarlanmıştır. İlk kayıtlar uygulama başında (T1), ikinci kayıtlar ise uygulama sonunda (T2) toplanmıştır. Tedavi başında ve sonunda bireyden toplanan aynı kayıtlar (lateral sefalometrik, el-bilek, panoromik radyografiler ve ortodontik modeller) değerlendirilmiştir. Açık kapanış tedavisinde büyüme gelişimi devam eden bireyde uygulanan MRMI apareyinin, açık kapanışın eliminasyonunda etkili olduğu sonucuna varılmıştır.Item Endodonti hastalarında tedavi öncesi durumluk kaygı: kök kanal tedavisi bağlamında bir değerlendirme(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2019) Özdiler, F. Erhan; Diş Hekimliği; Diş Hekimliği FakültesiAmaç: Bu çalışmanın amacı, bir diş sağlığı merkezine kök kanal tedavisi için başvuran hastalarda, tedavi öncesi durumluk kaygı düzeyini ve bunu etkileyen bazı sosyo-demografik değişkenleri belirleyerek, kaygıyı gidermek için çözüm önerileri sunmaktır. Gereç ve Yöntem: Katılımın gönüllülük esasına göre belirlendiği bu çalışmada, endodonti hastalarına 125 anket formu dağıtılmış olup, tamamı geri dönmüştür. Ancak, eksiksiz doldurulan 112 anket formu çalışmaya dahil edilmiştir. Bazı sosyo-demografik özelliklerine göre gruplandırılan hastaların tedavi öncesi durumluk kaygı düzeylerindeki farklılıklar incelenmiştir. Hastaların tedavi öncesi durumluk kaygı düzeyini ölçmek için ‘Spielberger DurumlukSürekli Kaygı Envanteri (STAI)-Durumluk Kaygı Ölçeği (STAI-S)’ kullanılmıştır. Bulgular: Hastaların tedavi öncesi durumluk kaygı düzeyleri (Ort=1.9429, S=0.49392), kesme (cut-off) değerine (2.25) göre düşük bulunmuştur. Katılımcıların sosyo-demografik özellikleri açısından tedavi öncesi durumluk kaygı düzeyleri arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Sonuç: Bulgular doğrultusunda gereken değerlendirmeler yapılarak, endodontik kök kanal tedavisi öncesi hastanın durumluk kaygı düzeyini azaltmada yararlanılabilecek çözüm önerileri sunulmuştur.Item Farklı ağız gargalarının antibakteriyel etkilerinin in-vitro olarak incelenmesi(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2019) Bağış, Yıldırım Hakan; Diş Hekimliği; Diş Hekimliği FakültesiAmaç: Bu in vitro çalışmada altı farklı ağız gargarasının Streptococcus mutans, Enterococcus faecalis, Bacillus subtilis, Lactobacillus casei, Staphylococus aureus üzerine antibakteriyel etkileri Agar Difüzyon Testi ile incelendi. Gereç ve Yöntem: Farklı özellikteki ağız gargaralarının antibakteriyel etkilerini incelemek için agar plakalarının üzerine 5 mm genişliğinde 7 yuva açıldı. Her bir ağız gargarası bu yuvalara yerleştirildi ve bir tanesi kontrol grubu olarak boş bırakıldı. 24 saat sonra test edilen mikroorganizmalara karşı oluşan inhibisyon alanları ölçülerek değerlendirmeler yapıldı. Sonuçların istatistiksel analizi için Kruskal Wallis and Mann Whitney U Testi kullanıldı. Bulgular: Test edilen ağız gargaralarının 5 farklı mikro-organizma üzerine antibakteriyel etkilerinin olduğu görüldü (P<0.05). Oluşturdukları inhibisyon zon kalınlıkları yönüyle en etkili olan preparatın altı numaralı preparat olduğu sonucuna varıldı. (P<0.05). Sonuç: Çalışmamızda kullanılan preparatların anti bakteriyel özelliğe sahip oldukları in-vitro koşullarda gösterilmiş olsa da, klinik etkinliğin sağlanmasında ağız içi koşullar önemli rol oynar.Item Gülümseme estetiği(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2019) Toygar Memikoğlu, Tülin Ufuk; Diş Hekimliği; Diş Hekimliği FakültesiGülümseme estetiğini değerlendirmek amacıyla standart bir analiz bulunmamaktadır. Gülümsemenin değerlendirilmesinde estetik algı önem taşımaktadır. Bu derlemenin amacı gülüşü etkileyen parametreleri, gülüşün iyileştirilmesi amacı ile başvurulabilecek tedavi yöntemlerini ve ortodontik tedavinin gülümsemeye olan etkisini gözden geçirmektir.Item Malpraktis: bir açık kapanış vakasında yapılmış hatalı uygulama nedeniyle(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2019) Küçükkurt, Sercan; Other; OtherHatalı Hekim Uygulaması (Malpraktis) terimi tıp biliminin her dalında; tıbbi bakımın her evresinde ortaya çıkan tıbbi kusur ve hatalara verilen ortak isimdir (1). Ülkemizde 2005 yılında çıkarılan kanun sonucu hasta haklarının iyileştirilmesiyle bu terim tekrar gündeme gelmiştir ve konuyla ilgili yasal düzenlemeler mevcuttur(2). Kandemir (3) tarafından Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nde yapılan bir anket çalışmasına göre diş hekimliği uygulama hatalarının büyük bölümünü Diş Hastalıkları ve Tedavisi ile ilgili hatalar oluşturmaktadır (%64). Bunu sırasıyla Ağız Diş ve Çene Cerrahisi (%18), Protetik Diş Tedavisi (%14) ve Ortodonti (% 3) alanındaki hatalar takip etmektedir. Bu olgu sunumunda bir ön açık kapanış vakasında dişhekimi tarafından yapılmış hatalı uygulamadan ve hastada neden olduğu sorunlardan bahsedilecektir.Item Mandibuler asimetri dağılımının değerlendirilmesi(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2019) Özdiler, F. Erhan; Diş Hekimliği; Diş Hekimliği FakültesiAmaç: Bu çalışmanın amacı Ankara'daki hastalarda mandibuler asimetrinin prevalansının saptanması ve asimetri varlığının hastalarda orta hat sapmaları ve/ve ya yer darlığı üzerindeki etkisinin araştırılmasıdır. Gereç-Yöntem: Hasta kayıtlarında modelleri, panoramik ve posteroanterior röntgenleri olan rastgele seçilmiş 111 adet hastada kondiler asimetri saptamak için panoramik röntgenler üzerinden Kjellberg analizi yapılmış ve 53 hastada kondiler asimetri olduğu saptanmıştır. Asimetriye sahip hastalar ANB ve GoGn/SN değerlerine göre sınıflandırılmışlardır. Ayrıca kondiler asimetrinin orta hat sapmasına ve yer darlığı ile ilişkisine pearson ki kare testi ve tek yönlü ANOVA testi ile bakılmıştır. Bulgular: Rastgele seçilen hastaların %47,7 si kondiler asimetriye sahip bulunmuştur. Kondiler asimetriye sahip 53 hastanın 31'i negatif ANB değerine sahip, 10 tanesi normal ANB değerlerinde (0-4), 12 tanesi ise 4 dereceden fazla ANB değerine sahip hastalardır. Aynı 53 hastanın sadece 1'i 28 dereceden düşük GoGn/SN açısına sahip, 20 hasta 28-36 derece arası ve 32 hasta ise 36 dereceden fazla GoGn/SN açı değerine sahiptir. Kondiler asimetri ile orta hat sapması arasında sol taraf için anlamlı bir ilişki bulunamamışken, sağ taraf için bulunmuştur. Sonuç: Sonuç olarak Ankara bölgesindeki hastalar için kondiler asimetri varlığı değer olarak fazla bulunmuş fakat asimetri ile yer darlığı arasında ilişki gözlenmemiş, orta hat sapması ile çelişkili sonuçlar elde edilmiştir. Asimetriye sahip hastalar büyük oranda Angle sınıf 3 bireylerdir ve dik yön açısı artmış bireylerde de asimetri oranı daha fazla bulunmuştur.Item Ortognatik cerrahi tedavide önce cerrahi (öc) yaklaşımı(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2019) Akkaya, Sevil; Other; OtherSon zamanlarda, öncelikli kaygıları estetik ve sınırlı zamanı olan ortognatik cerrahi hastalarının sayısı artmıştır. Geleneksel ortognatik cerrahi tedavilerinde genelde cerrahi öncesi ortodontik tedavi uzun sürmekle beraber cerrahi sonrası 7-12 ay arasında sürmekte; hayat kalitesi de ciddi anlamda bozulmaktadır. Son dönemde, ortognatik cerrahi tedavi konseptleri yeniden ve derinden gözden geçirilmiştir. Özellikle, cerrahi öncesi ortodontik hazırlık süreci, cerrahi ve genel olarak cerrahi sonrası kalıcı ortodontik tedavinin stabilitesi gibi faktörler, cerrahi operasyon zamanlaması açısından yeni akımlar ortaya çıkarmıştır 1. Cerrahi öncesi yapılan dekompanzasyon tedavisi tedaviyi uzatmakta ve yapılan son çalışmalarda, dekompanzasyonun fayda/zarar oranı ciddi anlamda sorgulanmaktadır. Diğer taraftan, önce cerrahi işlem gerçekleştirilirse, total tedavi zamanı önemli ölçüde azalmakta ve iskeletsel sorun baştan çözümlenmekte olacağından hasta konforu ve genel hasta memnuniyeti de önemli düzeyde artacaktır. Bundan daha da önemli olan, ortodonti alanında ‘önce cerrahi’ her geçen gün daha fazla yaygınlaşmakta ve kabul görmektedir. Bu derlemenin amacı; ortognatik cerrahi alanında uygulanmaya ve yaygınlaşmaya başlamış olan ‘Önce Cerrahi (ÖC)’ yaklaşımı hakkında bilgi vermek, endikasyonları/ kontrendikasyonları, sınırlamaları ve konu ile ilgili yapılan güncel çalışmalardan bahsetmektir.Item Sigara içmenin kompozit rezinlerin renk stabiliteleri üzerine etkileri(Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2019) Gökay, Osman; Diş Hekimliği; Diş Hekimliği FakültesiAmaç: Kompozit rezinler en fazla kullanılan estetik restoratif dolgu materyalleridir. Fakat, intra oral çevrede iç ve dış kaynaklı çeşitli nedenler ile renk değişimleri göstermektedirler. Sigara diş kaynaklı boyanmalarda önemli rol oynamaktadır. Bu çalışmanın amacı yeni üretilmiş dört kompozit rezinde (SDI-ICE, Charisma Diamond, Charisma Smart, Clearfil Majesty E) sigara etkisiyle oluşabilecek renk değişimlerinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: Deney örneklerinin hazırlanması için 2 mm kalınlığında ve 10 mm çapında teflon kalıplar kullanıldı. Örnekler kalıplara yerleştirildikten sonra üzerine sellüloid strip bant (Universal strips, Extra Dental, İstanbul, Türkiye) uygulandı ve LED ışık cihazı (Radii plus, SDI, Köln, Almanya) ile 20 s üst yüzeylerinden polimerize edildiler. Bu şekilde renk değişimi ölçümleri için her kompozit rezine ait 10’ar adet örnek hazırlandı. Tüm örnekler 37°C de 24 saat distile suda bekletildikten sonra spektrofotometre ile (Vita Easyshade, Vita Zahnfabrik, Bad Säckingen, Almanya) başlangıç renkleri ölçüldü (ΔE). Örnekler özel bir düzeneğe yerleştirildikten sonra sigara dumanına (Malboro, Philip Morris, Neuchatel, İsviçre) maruz bırakıldılar ve renk ölçümleri tekrarlandı. Başlangıç ve sigara dumanından sonraki renk farklılıkları hesaplandı (ΔE*). Sonuçlar istatistiksel olarak tek yönlü Varyans analizi (ANOVA) ve Tukey-Kramer testleri ile değerlendirildi (p=0,05). Bulgular: Tüm kompozitlerin renk değişimleri klinik olarak kabul edilebilir düzeyin üzerindeydi (ΔE*> 3,7). Bununla birlikte en az renk değişimi SDI-ICE, en fazla renk değişimi ise Clearfil Majesty E kompozitlerde bulundu. Tüm kompozitlerdeki renk değişimleri klinik olarak önemliydi. Ayrıca bazı kompozitler arasında istatistiksel olarak onemli renk stabilite farkları gözlendi. Sonuç: Kompozit rezinlerdeki yapısal gelişmelere rağmen çalışmada kullandığımız yeni üretilen kompozit rezinler, renk stabilitesi açısından başarılı bulunmadılar. Hekimlerin, özellikle ön bölgeye yapılacak kompozit restorasyonlara dikkat etmesi gerektiği ve yoğun sigara tüketimlerinin mevcut restorasyonlarının renklenmesine yol açabileceği konusunda kişileri bilgilendirmesi gerektiği düşünülmektedir