Browsing by Author "Karasu, Koray"
Now showing 1 - 20 of 27
Results Per Page
Sort Options
Item Bakanlar Kurulunun örgütlenmesi: Bakanlar Kurulu Sekreterliği(Ankara Üniversitesi, 2010) Karasu, Koray; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiItem Cumhuriyet döneminde Türkiye'de kırsal kalkınmanın yönetimi(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Mehmet Nebi, Kaya; Karasu, Koray; Siyasal Bilgiler FakültesiBu çalışmada, sahip olduğu kaynakları israf etme lüksüne sahip olmayan ülkemizin kırsal kalkınma yönetim yapısı ve uygulama araçları incelenmiştir. Kır ile kentin kaderi birbirine sıkı sıkıya bağlanmıştır. Bu sebeple, kırsal kalkınma sadece kırsal alanlar için değil kentsel alanlar için de özel önem arz etmektedir. Ancak kırsal kalkınma ülkemiz adına zor ve masraflı bir çabadır. Bu nedenle başarılı bir kırsal kalkınma için en ideal örgüt yapısı belirlenmeli ve en etkin uygulama araçları seçilmelidir. Bu seçimde doğru karar almak adına ülkemizin sahip olduğu bilgi ve deneyim önemli bir yol göstericidir. Cumhuriyetin ilk yıllarında tarımsal üretimi artırmak suretiyle kırsal kalkınmanın temin edileceği düşüncesi ile hareket edilmiş ve bu bağlamda tarım sektörünün önündeki engelleri kaldırmaya yönelik adımlar atılmıştır. Planlı kalkınma dönemine geçilmesiyle birlikte kalkınma planları doğrultusunda yerleşme düzenine dair yaklaşımlar uygulanmış fakat bu çalışmalardan da beklenen sonuçlar edinilememiştir. Günümüz itibariyle Türkiye'de kırsal kalkınma proje eksenli uygulamalar eliyle yürütülmektedir. Uluslararası örgütlerin yönlendirmesi ile tanışılan proje bazlı uygulama düşüncesi özellikle kırsal kalkınma için rutine dönüşmüştür. Ulusal kaynaklarla finanse edilen ve mülki idare amirlerinin koordinasyonunda yürütülen KÖYDES Projesi, proje eksenli yönetim düşüncesinin zihinlerde yer edinmesine ve farklı alanlarda da tercih edilmesine yol açmıştır. Bu durum ayrıca mülki idarenin kırsal kalkınma için kilit bir aktör olduğu gerçeğini ortaya koymuştur. Nitekim 6330 Sayılı Kanun'la yönetim alanı tüm il sınırlarını kapsayan büyükşehirler ihdas edilmiş ve fakat akabinde kırsal yerleşimlerin desteklenmesi için KIRDES uygulaması başlatılmıştır. In this study, Turkey's rural development management structure and implementation tools were investigated. The future of the countryside and the city is tightly connected. Therefore, rural development is of particular importance not only for rural areas but also for urban areas. However, rural development is a difficult and costly effort for our country. Therefore, the most ideal organizational structure for successful rural development should be determined and the most effective implementation tools should be selected. The knowledge and experience of our country is an important guide for making the right decision. In the early years of the Republic, it was thought that rural development would be achieved by increasing agricultural production and in this context, steps were taken to remove the obstacles related to the agricultural sector. With the transition to the Planned Development Period, approaches regarding the settlement order have been implemented in line with the development plans, but the expected results have not been obtained from these studies. Present as rural development in Turkey "project-based apps" are carried through. The idea of project-based implementation, which was introduced with the guidance of international organizations, has become a routine especially for rural development. The KÖYDES Project is financed by national resources and is carried out under the coordination of local governors. KÖYDES Project has led to the recognition of the idea of project-based management, and its preference in different subjects. This also revealed the fact that local governors were a key actor for rural development. With the Law No. 6330, metropolitan areas covering all provincial borders have been established. Then, KIRDES was initiated to support rural settlements in these metropolitan cities.Item Halkın mülki idareye bakışı(İçişleri Bakanlığı, 2003) Karasu, Koray; Siyasal Bilgiler FakültesiItem İç güvenlik hizmetlerinde özelleştirme ve 5188 sayılı kanun(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Hünler, Arın; Karasu, KorayItem İdarenin mülkle bağının kurulması: Mülkileşme(TODAİE, 2015) Karasu, Koray; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiItem Inceleme alanı olarak kamu örgütleri(2004) Karasu, KorayItem İngiltere'de Bölge Kalkınma Ajansları(2005) Karasu, Koray; Siyasal Bilgiler Fakültesi; Turan, MenafItem Kalkınma Ajansları: ‘Modelimi Kaybettim Hükümsüzdür’ (Ölçek Siyasetinin Yerelliği)(2015) Karasu, KorayItem Kamu - özel ortaklığı: Sözleşme sisteminin genelleşmesi(Ankara Üniversitesi - KAYAUM, 2009) Karasu, Koray; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiItem Kamu Yönetimi Disiplininin Kökenine İlişkin Bir Not(2004) Karasu, KorayItem Merkeziyetçilik ademi merkeziyetçilik sarmalında yetki genişliği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2011) Cangir, Mehmet; Karasu, KorayItem Mülki idare amirliği mesleğinin sayısal görünümü(Türk İdari Araştırmalar Vakfı Yayını, 2002) Karasu, Koray; Siyasal Bilgiler FakültesiItem Ombudsmanlık sistemi ve Türk kamu yönetimi'nde ombudsmanlık(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008) Ünver, Ebru; Karasu, Koray; Siyaset Bilimi ve Kamu YönetimiIn this project, the ombudsman institute, working as a constitutional system in many countries, has been undertaken. The ombudsman, to whom people suffer from the activities of administration could apply and who has a large scale of supervisory power, is an institute that has been discussed within the process of Turkey?s adaptation to the European Union framework. In Turkey the ombudsman institute has settled on the legal ground with the ?The Public Auditor Institute Law? which has not yet come into effect.Item Osmanlı İmparatorluğundan Türkiye Cumhuriyeti'ne: 'Kişisel iktidar'dan 'Gayri-şahsi iktidar'a(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Çelik, Fatma Eda; Karasu, Koray; Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi"Güçlü devlet geleneği" tezinin hegemonik söylemi, tarihsel devinimi içinde farklılaşan yönetsel yapı ve düşüncelerin, tarihsel olarak özgül ve yapısal olarak özgün biçimlerinin ortaya çıkarılmasını ve incelenmesini olanaksız hale getirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti boyunca ortaya çıkan bütün yönetsel yapı ve düşünceler, merkeziyetçi, bürokratik ve otoriter olarak nitelenen tek tipleştirilmiş bir devlet biçimini sürekli yeniden üreten bileşenler olarak görülmüştür. Bu tez, yönetsel yapı ve düşünceleri oluşum süreçleri içinde inceleyerek, Osmanlı ve Cumhuriyet tarihi içinde imparatorluktan ulus-devlete geçiş sürecinin, hegemonik söylemin iddialarının aksine, özgül bir merkezileşme sürecine ve özgün bir biçimlenmeye tekabül ettiğini göstermiştir. Merkezileşmenin bu özgül ve özgün biçiminin, "devlet başkanlığı" makam ve organının değişimiyle görünür hale geldiğini ortaya koymuştur. "Kadir-i mutlak padişah" imgesini explanan olarak gören "güçlü devlet geleneği" tezi karşısında, "Osmanlı Padişahı"nı, bir "devlet başkanlığı" biçimi olarak beylikten devlete, devletten imparatorluğa geçiş sürecinde ve imparatorluk boyunca aldığı özgün formlarıyla yeniden tanımlayarak ve bir makam ve/veya organ olarak merkezî devlet içinde yeniden konumlandırarak, merkezî devletin Osmanlı boyunca farklı biçimler aldığını açığa çıkarmıştır. Tarih boyunca, Osmanlı "mülk"ü, "kişisel tabiiyet ilişkileri" üzerinden kurulan kolektif bir sömürü ve tahakküm mekanizması olarak, toplumsal iktidarın farklı şekilde merkezileştiği ve yoğunlaştığı biçimler almıştır. "Siyasal birikim"nin farklı biçimlerde kuruluşunu sağlayan bu "kişisel tabiiyet ilişkileri", kapitalist gelişmeyle birlikte "siyasal birikim"den bağımsızlaşarak farklılaşan sınıflaşma dinamiklerinin önündeki en önemli engel haline gelmiştir. Bu süreçte, "(genelleşmiş) kişisel iktidar"ın temelini oluşturan bütün "kişisel tabiiyet ilişkileri"ni çözecek bir "gayri-şahsi iktidar" oluşumu, "siyasal birikim" ayrıcalıklarına sahip mülk sahibi sınıflardan ayrı bir sınıf olan burjuvazinin "sınıf olarak yönetme" edimini açığa çıkaracak özgün form olarak belirmiştir. "Kişisel iktidar"dan "gayri-şahsi iktidar"a geçiş, 1923 Burjuva Devrimi'nin merkezileşme süreçlerinde ortaya çıkardığı niteliksel değişimin ifadesi olmuştur. Saltanat ve Hilafet makamı olan Padişahlık makamında merkezileşen ve yoğunlaşan, "kişisel tabiiyet ilişkileri" üzerinden kurulan sömürü ve tahakküm mekanizması, "gayri-şahsi iktidar"ın kuruluşuyla yıkılmış ve bu sayede, burjuvazinin iktidarının temelini oluşturan kapitalist gelişmenin önündeki engeller ortadan kalkmıştır. Bu kopuş momenti, bir "devlet başkanlığı" biçimi olan Padişahlıktan, Cumhurbaşkanlığına geçişle sağlanmış; 1923 Devrimi'nin ortaya çıkardığı "gayri-şahsi iktidar", Millet Meclisi içinden kurulan özgün bir merkezî makam ve organın oluşturulmasıyla mümkün olmuştur.Item Özerklik üzerine bir inceleme: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve belediyeler(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Koç, Özlem Menekşe Rumelili; Karasu, Koray; Siyasal Bilgiler Fakültesi"Özerklik Üzerine Bir İnceleme: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve Belediyeler" başlıklı bu çalışmanın konusu, örgütlerin kanunun çizdiği sınırlar içinde kendi kendini yönetme hakkı olarak tanımlayabileceğimiz, özerkliği çözümlemektir. Özerklik, siyasal ve yönetsel biçimlerde gözlemlenebilir. Çalışmanın kapsamı yönetsel özerklik olarak belirlenmiştir. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. "Kavramsal ve Kuramsal Açıdan Özerklik" başlıklı birinci bölüm, özerklik nedir, nasıl tanımlanıp sınıflanabilir, nasıl kurulabilir, ögeleri nelerdir, hangi boyutlarda incelenebilir sorularına "Yönetim Bilimi Açısından Özerklik", "Hukuki Açıdan Özerklik", "Kamu Yönetiminde Özerklik", "Ekonomik ve Toplumsal Etmenler Bağlamında Özerklik" başlıkları altında yanıt aramaktadır. Özerklik, hizmete ve insan topluluğuna özgülenen olmak üzere sınıflandırılmıştır. Bu kapsamda özerklik iki dalga biçiminde ele alınmıştır. Dalgalardan birincisi (1930-1960) Keynesyen Teori kaynaklıyken, ikincisi (1980-) Neoliberal Teori kaynaklıdır. "Hizmete Özgülenen Özerklik Örneği Olarak Merkez Bankacılığı: TCMB Uygulaması" başlıklı ikinci bölümde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın özerkliği iki dalga bağlamında "Yönetim Bilimi Açısından Özerklik", "Hukuki Açıdan Özerklik", "Kamu Yönetiminde Özerklik" başlıklarında tartışılmıştır. Bu başlıkta merkez bankaları ve özerklikleri de mercek altına alınarak, merkez bankası bağımsızlığı ve özerkliği arasındaki ayrım da sorgulanmıştır. "İnsan Topluluğuna Özgülenen Özerklik Örneği Olarak Türkiye'de Belediye Örgütleri" başlıklı üçüncü bölümde ise Türk belediye örgütlerinin özerkliği iki dalga bağlamında "Yönetim Bilimi Açısından Özerklik", "Hukuki Açıdan Özerklik", "Kamu Yönetiminde Özerklik" başlıklarında tartışılmıştır. Amacımız yerel özerkliği tartışmak olmayıp sınırlarımızı belediye örgütü belirlemiştir. TCMB ve belediye örgütlerinin özerklikleri tüzel kişi olma unsurları üzerinden ele alınmıştır. Bu unsurlarla özerkliklerini, bilhassa örgütsel özerkliklerini nasıl kurdukları sorgulanmıştır. Çalışma sonucunda iki özerklik dalgası arasında eksen kayması olduğu; ilk dalganın uzmanlık ekseni üzerine, ikinci dalganın kaynak aktarımı eksenine dayandığı sonucuna varılmıştır. The subject of this study is to analyse the "autonomy" which can be defined as the right for organizations within the limits laid down by the laws, to organize and govern the affairs under their own responsibility. Autonomy can be observed in political and administrative appereance. Our interest is administirative autonomy. The study is composed of three main parts. The first chapter "Autonomy From The Conceptual and Theoretical Point of View" tries to answer the questions; what autonomy is, how it can be defined and classified, how it can established, what the components of autonomy are, what the different diemensions of autonomy are, within the titles "Autonomy from the Administrative Point of View", "Autonomy from the Legal Point of View", "Autonomy from the Public Administrative Point of View", "Autonomy from the Economical and Sociological Point of View". Autonomy is classified to service and society. With in this scope autonomy is discussed for two waves. First wave (1930-1960) formed by Keynesian theories; second wave (1980-) formed by Neo-Liberal Theories. The second "An Example of Autonomy Specific to Service: CBRT Practise" chapter is discussed within the titles "Autonomy from the Administrative Point of View", "Autonomy from the Legal Point of View", "Autonomy from the Public Administrative Point of View" in two waves. In this part central bank and the extent of their autonomy examined in detail. Also the distinction of autonomy and independence of central bank discussed. The third chapter "An Example of Autonomy Specific to Society: Municipality Organizations in Turkey" is also discussed within the titles "Autonomy from the Administrative Point of View", "Autonomy from the Legal Point of View", "Autonomy from the Public Administrative Point of View" in two waves. Since the aim of study isn't the local autonomy, we limit our bounds with municipality organizations. We examined the autonomies of CBRT and municipialities in the light of public legal entity concept. We searched, how they established their autonomy, especially organizational autonomy, within this concept. It is considered that, there is a precession between the two waves of autonomy. With first wave autonomy lies in the axis of specialization while in the second wave it is main concern is resource and wealth transfer from public to private sector.Item Sağlık hizmetlerinin örgütlenmesinde kamu–özel ortaklığı(TTB, 2011) Karasu, Koray; Dil ve Tarih-Coğrafya FakültesiItem Turizm yönetimi ve yeniden yapılanması(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2009) Bilgen, Pınar; Karasu, Koray; Siyaset Bilimi ve Kamu YönetimiTourism management changes in worldwide from ministry type organizations (national tourism administration) to flexible bodies (national tourism organization). In Turkey, there are also such trends in the tourism management area. But, to offer or to build a new form of tourism management, the meaning of tourism must be explained at first. Then the actors who play role in this field must be examined and in this context current tourism management system must be analyzed. With this design, at the first chapter of the study, the terms about tourism are defined, the current status of the world tourism and Turkish tourism are analyzed and the tourism service is examined as if it is a public service or not. At the second chapter, tourism policies and their stability are surveyed. After that, the roles and activity areas of the actors appeared in the tourism management (the government, non-governmental organizations and the private sector) are studied. In the light of the data acquired, the development and the character of the tourism management is discussed in comparison with the British and French systems. At the third chapter, after referring to the studies about restructuring of Turkish tourism management area, the public and private sector partnerships and local government unions are explained as a model in the restructuring of tourism management area.Item Türk kamu yönetiminde ve politikasında yönetim danışmanlığı: Tarihsel bir analiz(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Aslan, Ahmet Oğuz; Karasu, Koray; Siyaset Bilimi ve Kamu YönetimiAltmış yılı aşkın bir süredir Türk kamu yönetimi ve politikasının aktörü olan yönetim danışmanlığına ilişkin uluslararası literatür genişlerken, konu Türk kamu yönetimi literatüründe yeterli ilgiyi görememiştir. Bu nedenle bu tezde konu Türk kamu yönetimi ve politikasında yönetim danışmanlarının faaliyetleri olarak belirlenmiştir. Tezin birinci bölümünde bir kavram ve sektör olarak yönetim danışmanlığı ele alındıktan sonra, Türk kamu yönetimi ve politikasında yönetim danışmanlarının faaliyetlerini değerlendirmek üzere, dünya-sistemleri analizi ve tarihsel kurumsalcı yaklaşımın kavramları kullanılarak bir model geliştirilmiştir. Geliştirilen bu model daha sonra tezin ikinci bölümde Türkiye örneği bağlamında kullanılmıştır. Bu bölüme, Türkiye'de yönetim danışmanlarının politika danışma sisteminin bir aktörü haline gelmesinde etkisi bulunan politika mirası ele alınarak başlanmıştır. Bölümün de gösterdiği gibi, 18 yüzyılın sonlarından günümüze kadar, karar vericilerin reform girişimlerinde yabancı uzmanlardan destek alması, yönetim danışmanlarının politika danışma sisteminin parçası haline gelmesinde kolaylaştırıcı bir etkendir. Yönetim danışmanlarının kamu yönetimi reformlarında görev almasının ilk aşaması olan 1960'larda yönetim danışmanları ulusal kalkınmacı politikalar doğrultusunda, "eski işletmeci" reformların örneği olan KİT reorganizasyonlarında önemli görevler üstlenmiştir. Danışman kullanımının ikinci aşaması ise, 1980'li yıllarda KİT özelleştirmeleri kapsamında başlamıştır. Uluslararası kuruluşların kredi koşulu olan yapısal uyum politikaları kapsamında, 1990'lı yıllardan itibaren piyasaların yeniden yapılandırılması ve serbestleştirilmesinde yönetim danışmanlığı şirketlerinden danışmanlık hizmetleri alınmış ve yönetim danışmanlarının kullanımı artık Türk kamu yönetimi ve politikasında sistematik ve yaygın bir olgu haline gelmiştir.