Browsing by Author "KUTLU, Mehmet Necati (Tez Danışmanı)"
Now showing 1 - 2 of 2
Results Per Page
Sort Options
Item Kitlelerin afyonu futbolun Latin Amerika edebiyatındaki yankıları(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Batı Dilleri ve Edebiyatları (İspanyol Dili ve Edebiyatı) Anabilim Dalı) KUTLU, Mehmet Necati (Tez Danışmanı); PİLPİL YÖNEY, Gülşah (Yazar)Bu tez çalışmasında bir spor dalı olan futbolun etkileşim içinde olduğu alanlarlailişkisi üzerinden Latin Amerika edebiyatında nasıl yankı bulduğu açıklanmayaçalışılmıştır.Futbolun edebiyata yansımasının ardında tarihsel, sosyolojik veya kültürel birnedenin olduğu düşünülerek öncelikle futbolun ortaya çıktığı coğrafyalar irdelenmiş,hangi gereksinimle Latin Amerika’da bir insan pratiği olarak gerçekleştirildiği ortayakonulmuştur. Kronolojik bilgilerin yanısıra halkın sosyal koşulları ve kültürelkimlikleriyle nasıl örtüştüğü ve bu coğrafyada futbolun nelerin ifadesi olduğusaptanmıştır. Sosyologların incelemeleri çerçevesinde Latin Amerika’da futbolun nedentüm dünyada olduğu gibi popüler kültürün bir parçası olarak değil halkların afyonuolarak değerlendirildiği açıklanmaya çalışılmıştır.Latin Amerika’da futbol ilk defa dinî gereksinimleri karşılamak amacıylaoynanmıştır, XXI. yüzyılda ise yeniden laik bir din olarak kendisinden söz ettirmektedir.Çalışmada bahsedilen futbol ve dinin birleştirildiği kurumların ve tanrılaştırılmışfutbolcuların varlığı da bunun bir göstergesidir. Toplumu bu denli etkileyen bu sportarih boyunca siyasiler için de milliyetçiliği pekiştiren bir araç olarak kullanıldığısaptanmıştır. Modern futbol kaçınılmaz olarak ekonomik çıkarların da bir parçasıolmuştur. Bu çalışmada futboldaki stil ve yetenekleriyle göze çarpan Latin Amerikalı194futbolcuların ülkeleri için diğer pek çok şey gibi dünyaya sunulan birer ihraç kaleminedönüştüğü de anlatılır.Çalışmanın ikinci bölümünde futbol ve edebiyat ilişkisinin tüm dünyadakibaşlangıç metinlerinin neler olduğu saptanmıştır. Daha sonra Latin Amerika eksenindebu türdeki ilk eserin Popol Vuh olduğu görülmüş ve günümüze kadar kaleme alınan tümeserler hakkında bilgi verilmiştir. Ele alınan edebiyat türleri düzyazı (roman, hikaye,deneme, tiyatro) ve şiir olarak tasnif edilmiş, örnek eserler hakkında bilgi verilmiştir.Yapılan araştırma sonucunda Latin Amerika’da her biri aynı zamanda birerfutbol taraftarı olan önemli yazarların futbolu bir edebî alt tür olarak kabul ettikleri ve bualt türde eserler verdikleri görülmüştür. Futbolun edebî bir alt tür olup olmadığıçalışmanın son bölümünde altı Latin Amerikalı yazarın örnek eserleri incelenerek türünbiçimsel ve içeriksel özellikleriyle açıklanmaya çalışılmıştır. Tüm araştırma boyunca buedebî alt türe yönelik rastlanılan eleştirilerle çalışma sonlandırılmıştır.AbstractThis study aims to explain how football, as a sports branch, has influenced theLatin American literature on the basis of the areas which football is in interaction with.First of all, considering that there is a historical, sociological or cultural reasonunderlying football’s influence on literature, geographies where football appeared areexamined and why it was performed as a human practice in Latin America is discussed.In addition to chronological data, how football corresponds to public social conditionsand cultural identities, and what football means in this geography are determined.Within the framework of sociologists’ researches, it is aimed to explain why football isregarded not as a part of the popular culture, as is the case all over the world, but ratheras opium of the masses.Football was played for the first time in order to fulfill religious requirements inLatin America. However, it is mentioned as a secular religion in the 21st century. Asanalyzed in this thesis, the presence of the institutions that combine football and religion,and the deified footballers stands as evidence. It is also found out that this branch ofsports with deep impacts on the society has been used by politicians as a tool toreinforce nationalism throughout history. Modern football has inevitably become a partof economic interests. This study also touches upon how the Latin American footballers,who are stylistically and skillfully outstanding, have been transformed into an item ofexport offered to the world just like many other items for their country.196In the second part of this study, the texts that are accepted to mark the beginningof the relationship between football and literature all over the world are determined. Inthis context, Popol Vuh is the first work of this genre in Latin America, and all otherworks produced up to present time are listed with informative details. The observedliterary works are categorized as prose (novel, story, essay, drama) and verse, andsample literary works are introduced with informative explanations.As a result of the research and analysis, it is discovered that important writers,each of whom are football fans at the same time in Latin America, accept football as aliterary genre and produce works in this genre. In the final part of this thesis, whetherfootball is a literary genre or not is discussed through an analysis of six Latin Americanwriters’ sample works on the basis of the stylistic and contextual features of the genre.The study ends with criticism about this literary genre.Item Meksika Devrim süreci ve Plutarco Elías Calles(Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Batı Dilleri ve Edebiyatı Anabilim Dalı İspanyol Dili ve Edebiyatı Bilim Dalı) USTA, Merve (Yazar); KUTLU, Mehmet Necati (Tez Danışmanı)Meksika Devrimi, Meksika tarihindeki en önemli olaylardan birisidir. Devrime neden olan olaylar incelenirken kuşkusuz bu sürecin öncesine de bir göz atmak gerekmiştir. Meksika Devrimi öncesinde yaşanılan sosyal eşitsizlikler karşısında bu duruma karşı çıkan halk, kendi haklarını arama bilinciyle birtakım arayışlara girişmiştir. Porfirio Díaz'ın 31 yıllık diktatörlüğü süresince ülkedeki zenginlik sayıca az olan kesimin elinde toplanmış ve nüfusun çoğunluğunu oluşturan halk ise gittikçe yoksullaşmıştır. Bir süre sonra halk, bu eşitsizlikler karşısında ekonomik ve sosyal haklarını aramaya başlamış ve 1910 yılında patlak veren Meksika devrimi ile ülkede gelişim sürecine girilmiş, bu gelişim ise çeşitli değişimleri beraberinde getirmiştir. Bu süreç aynı zamanda iktidarı elde etmek için yarışanların da bir savaşı da olmuştur. Díaz'ın diktatörlüğünün devrilmesinin ardından ülke demokratik anlamda bir adım atmış, bunu devamında süregelen birtakım yenileşme hareketleri izlemiştir. 1910-1924 yılları arasında sırasıyla; Francisco Madero, Victoriano Huerta, Francisco S. Carvajal, Eulalio Gutierrez, Venustiano Carranza, Adolfo de la Huerta ve Álvaro Obregón devlet başkanlığı görevini yürütmüşlerdir. 1924 yılında Plutarco Elías Calles devlet başkanı olmuştur. Dört yıl boyunca ülkeyi yöneten Calles, başkanlığı süresince Meksika'da reform denilebilecek birçok yenileşme hareketleri başlatmıştır. Meksika'da Türk lakabıyla tanılan Calles'in gerçekleştirdiği bu yenileşme hareketleri, ülkemizde 1923 yılında Yeni Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla başlayıp, reform hareketleriyle devam eden Mustafa Kemal Atatürk'ün çalışmalarıyla da benzerlik göstermiştir. Eğitim, laiklik, demokrasi gibi birçok alanda yapılan bu reform çalışmaların coğrafi olarak birbirinden bu kadar uzakta bulunan iki ülkede, ülkeleri için oldukça önemli olan iki büyük devlet adamı, Mustafa Kemal Atatürk ve Türk olduğu iddia edilen Plutarco Elías Calles tarafından nispeten aynı dönemlerde gerçekleşmiş olması oldukça dikkat çekicidir.AbstractMexican Revolution is one of the most important events in Mexican history. There is no doubt while we are examining the causes of this revolution we need to look through the prior of this process. Stood up against this situation with the awareness of their rights the public, who faced social inequalities before this revolution, attempted several searches. During the dictatorship of Porfirio Díaz the wealth was collected in the hands of a small number and the public which constituted the big majority of the community gradually became poor. After a while, the public started to look for their economic and social rights against these inequalities and with the 1910 Mexican Revolution, the development process started and lots of changes emerged out. That process was at the same time the competitors' war who desired to gain the power. After the overthrow of the dictatorship of Díaz the country took a step in terms of democratic value and a number of ongoing reform movements. Respectively, between 1910 and 1924; Francisco Madero, Victoriano Huerta, Francisco S. Carvajal, Eulalio Gutierrez, Venustiano Carranza, Adolfo de la Huerta and Álvaro Obregón served as head of state. Plutarco Elías Calles became president in 1924, who has ruled the country for four years. This may be termed as a reform in Mexico because he launched many reform movements. The reform movements fulfilled by Calles, known as "Turk" in Mexico, were similar to the reforms of the great leader Atatürk in Turkey. It is quite remarkable that these two great leaders held similar reforms, in education, secularism, democracy and so on, in countries so far away from each other in the relatively close period.